30 Kasım 2011 Çarşamba

Asıl Kerbela Olayı

Asıl Kerbela Olayı

Peygamber Efendimizin Kızı, Hz.Fatıma Hicretin 4.Yılında Şaban ayının 5.Gününün akşamında Hz.Hüseyini Medine de dünya’ya getirdi. İmam Hüseyin dünya’ya geldiğinde Cebrail(a.s) 1000(Bin) Melek ile Peygamber Efendimizin Huzuruna gelip tebrik etti. Peygamber Efendimiz torununa Hüseyn adını verdi. Cebrail tekrar söze girdi torunun hüseyn Kerbela Çölünde susuz şehit edilecektir dedi.Ve Peygamberimiz göz yaşlarına boğuldu.

Hicretin 60.yılının Recep ayında Muaviye öldü.Ve oğlu Yezidi yerine bırakmak istemişti.Yezid Medine Valisi olan Velid Bin Utbe bir mektup yazarak bütün Medine halkından ve özelliklede Hüseyn’den kendisi için biat almasını, biat etmediği taktirde başını bedeninden ayırıp kendisine göndermesini emretti.

Velid, Mervan’ı yanına çağırdı ve ona bu durumu anlattı. Mervan Hüseyn’nin bunu kabul etmeyeceğini ve onun öldürülmesi gerektiğini söyledi. Velid ise asla bu yükü omuzlarıma almam dedi. Ve Velid elçi göndererek Hüseyn eve davet etti. Hüseyn Ehlibeytinden 30 kişi ile oraya gitti ve asla biat etmeyeceğini dile getirdi.

Hüseyn Hicri 60.yılının Şaban ayının 3.günü Mekke’den Medine’ye hareket etti. Iraklı olan Kufe Halkı Hz.Hüseynin Mekke’ye geldiğini ve yezide biat etmediğini duyunca, Süleyman Bin Surad-i Hüzari’nin evinde toplandılar .Süleyman Hüseyn taraftarı konuşmalar yaptı ve onun Irak’a davet etmelerini Hüseyn geldiğinde Yezid’i Kufe’den çıkarıp Şam’a göndereceğini söyledi.Hz.Hüseyn toplam 12000(12 Bin) mektup aldı. Hz.Hüseyn hiç cevap yazmıyordu. Nihayetinde Hz.Hüseyn; Amcası Oğlu olan ,Müslüm Bin Akil’i Irakın Kufe şehrine orada neler olup bittiğini öğrenmek üzere gönderdi.Müslüm Kufe şehrine ulaştı ve orda Muhtarın evinde kaldı.Müslümün gelmesine sevinen Hz.Ali taraftarları ziyarete geliyorlardı.
18 Bin kişi Hüseyn’e biat etti.Müslümün geldiğini öğrenen Yezid Kufe Valisini görevden aldı ve kendi adamı olan İbni Zİyad-ı Kufe şehrinin valisi olarak atadı.Yezid Valiye kesin emir vererek Müslümü öldürmesini emretti.Müslüm Muhtarın evinde birkaç gün kaldıktan sonra Hz.Aliyi seven Hani’nin yanına sığındı.Yezid’in adamı olan Vali durumu biliyordu ve Hani’yi huzuruna çağırarak ona Müslüm’ü teslim etmesini istedi Hani de bunun asla olmayacağını gerekirse  ölebileceğini söyledi.Vali emir vererek orada Hani’yi şehit etti.Ve Valinin adamları Hani’nin evine giderek Müslüm’ü oradan aldılar ve Zalim Valinin önüne getirdiler.
Vali, yezide biat etmesini aksi taktirde onu öldüreceğini söyledi.Müslüm bunun asla olmayacağını bu uğurda can vereceğini söyledi.Vali Müslüm’e  o kadar vurdu ki burnunu kırdı ve sakalı kanlar içinde kaldı.Müslümü Sarayın en üstüne çıkarıp aşağı attırdı ve onuda orada şehit etti.Hz.Hüseyn bu durumdan habersiz akrabaları ile Mekkeden Irak’a doğru yol çıktı.Hicret ayının 3.günü Melekler Hz.Hüseynin yanına geldi ve yardıma geldik Ya Hüseyn dedi.Allahu Teala bizi sana yardım etmemiz için görevlendirdi.Hz.Hüseyn Kerbela Çölünde yanıma gelin diye buyurdu.Hz.Hüseyn daha Irak yolundayken Irak’ın Kufe şehrinde ki büyük, Hz.Ali dostlarına mektup yazdı.Kays Bin Musahhar ile bu mektubu yolladı.
Kufe şehrine girişte arama yapmak istediler ve Kays mektubu yırtmak zorunda kaldı.Ve görevliler onu Valinin karşıısına getirdi.Vali o mektubu kimlere götürüyordun dedi.Kays Valinin tehdit ve ısrarlarına rağmen mektunu kimlere teslim etmesi gerektiğini söylemedi.Vali ;Kasya 2 şey karşılığı hayatını bağışlayacağını söyledi ya mektubu kime getirdiğini söyleyecek yada Minbere çıkıp Hz.Aliye ve Hz.Hüseyne küfür edecekti.Kays Minbere çıkmayı tercih etti.Minbere çıkıp öleceğini bilmesine rağmen Hz.Ali ve Hz.Hüseyn taraftarı konuşmalar yaptı ve Vali’nin emriyle orada şehit edildi.

Bu arada Hz.Hüseyn Kufe yolundayken karşısına Hürr komutasında Bin atlı asker çıkıp yolunu kesti fakat savaşmadı Kerbela’ya kadar hep rahatsız etti.

Hz.Hüseyn Muharrem ayının 2.günü kerbela’ya geldi. Hz.Hüseyn bir ara uyuklama esnasında  Dedesi Hz.Muhammed’i gördü. Ve Peygamber Efendimiz; Yanıma geleceksin hüseyn dedi. Hz.Hüseyn gece olunca yandaşlarına kadınları ve çocukları gizlice götürmesini söyledi. Fakat onlar Hz.Hüseyni yalnız bırakmayacağını bir kez daha dile getirdi. O gece düşman ordusundan olan Ömer Bin Sad ordusundan 32 kişi Hz.Hüseynin tarafına geçti.Aşura sabahı Hz.Hüseyn orduyu ikna etmek için konuşma yaptı fakat Hürr den başkası biat etmedi ve kimse dinlemedi.Geri döndü ve namaza durdu bu esnada Ömer Sad ileri çıktı ve il oku fırlattı.Ve Hz.Hüseyn tarafına ok yağmuru başladı.

Vahap Hz.Hüseyn tarafına geçti ve savaşmaya başladı, 2 elide kesildi ve şehit oldu.
Müslüm Bin Avsece orduya karşı savaşmaya çıktı ve o da şehit oldu.
Amr Bin Kırta-i Ensari Hz.Hüseyn den savaşma izni istedi. Ve izin aldıktan sonra savaş meydanına çıktı biraz savaştıktan sonra geri geldi ve Hz.Hüseyn’e gelen okların karşısına geçerek orada şehit oldu.
Sonra Amr Bin Kırta-i Ensarinin kölesi Cevn öne çıktı. Oda izin istedi ,Hz.Hüseyn git kurtuluşa git dedi ve savaş esnasında şehit oldu.
Hanzelet İbni Sad-i Şami orduyu uyardı ama dinlemedi Hz.Hüseynin yanına geld,i zaman gelmedi mi Ya Hüsen dedi ve savaşa katıldı, kahramanca savaştıktan sonra şehit oldu.

Savaşa biraz ara vermişlerdi. Hz.Hüseyn öle namazını korkarak kıldı. Ordudan bir ok fırlatıldı tam o esnada Said Abdullah kendini siper etti ve şehit oldu.

Ehlibeyt’ten birkaç kişi kalmıştı  Hz.Hüseynin oğlu Ali Ekber meydana çıktı. Savaştı ve yorulunca geri geldi babasından su istedi Babası Hz.Hüseyn git savaş,  az kaldı Cennetin ırmaklarından oluk oluk su içmene dedi ve savaş meydanına gözü dolmuş bir şekilde yolladı. Ve Biraz savaştıktan sonra şehit oldu.
Yüzü ayparçası gibi olan bir geç çıktı meydana Hz.Hasan’ın oğlu Kasım Bin Hasan dı savaşırken İbn-i Fuzeyl-i Azdi bir kılıç darbesiyle başını yardı. Yere düştü Amca dedi. Hz.Hüseyn Adeta bir Arslan gibi meydana atıldı ve düşmana saldırmaya başladı. Hz.Hüseyn İbn-i Fuzeyl-in karşısına çıktı ve dirsekten kolunu kopardı. İbn-i Fuzeyl öyle bir bağırdı ki  ordu bu sesi duydu.

Hz.Hüseyn beşikteki  ki oğlu olan Aliasger’in susuz olduğunu gördü ve onu göysüne alarak Yazık değil mi bu bebeğe bu ırmaktan hristiyanlar su içiyor siz Peygamber torununa su vermiyorsunuz  dedi. Ordu buna bebeğin boğazına ok fırlatarak cevap verdi. Küçücük daha bebek olan Hz.Hüseynin oğlu Aliasger orada şehit oldu.

Hz.Hüseyn ve Kardeşi olan Ebul Fazl çok susamıştı. Ebul Fazl su getirmek için Fırat Nehrine ilerledi.(Bir Rivayete Göre
)Bu arada ordu komutanları arasında şu konuşma geçmekteydi. Eğer Abbas ordan su getirirse bu savaşı kaybederiz diyen askere Komutan şöle cevap verdi; Merak etme, Fırat Nehrinin yanında 4 Bin zırhlı asker var ordan çıkmasının imkanı yok dedi.Abbas suyun yanına geldi,su içebilirdi fakat aklına kardeşi Hüseyn geldiği için su içmedi  ordan su aldı geri dönmesine izin vermediler ordu 4 koldan cepe çevre sardı cesur ve yiğitçe savaştı fakat 2 kolunu da kaybetti ve orada şehit düştü.
Bu olaydan sonra Hz.Hüseyn savaşmak için gelen bütün düşmanlarla mücadele ediyor  güçlü bir şekilde savaşıyordu.
30 Bin kişi Hz.Hüseynin heybetinden korktuğu ve onunla savaşmak istemediği için sağa sola kaçışıyorlardı.
Bir ara Hz.Hüseyn yoruldu geri çekildi ve dinlenmek için bir yere oturdu çok yarası vardı ve otururken yarası bir taşa çarptı ve kanamaya başladı kan durmuyordu Hz.Hüseyn yüzünü silerken  Ordudan yükselen bir ok sırtına isabet etti. Hz.Hüseyn  oku çıkardı ve oluk oluk kan akmaya başladı.Ve ordudan bir asker Hz.Hüseynin yanına geldi ,Hz.Hüseyn ayağı kalkıp savaşmak istiyordu fakat derin yaraları vardı, savaşacak gücü kalmamıştı artık.Asker Hz.Hüseyne küfür etmeye başladı ve arkadan boynuna vurdu orada Hz.Hüseyni şehit etti..
Bu durumu gören ve henüz ergenlik çağına girmeyen Abdullah İbn-i Hasan amcasının ardından meydana çıktı ve çıkar çıkmaz da şehit oldu.(Ehlibeyt  dostu olan Muhtar Hz.Hüseynin başını koparan askeri yakalayıp parmaklarını , el ve ayaklarını kestirdi.)
Ömer Bin Sad ordusu Çadırlara saldırdılar, yağmaladılar ve 10 atlı asker Hüseynin bedenin üzerinde at koşturuyordu.(Muhtar bu 10 kişiyi yakalattı, ellerini yere çiviletti ve üzerlerinde ölene kadar at koşturdu)
Ömer Bin Sad ordusu Ehlibeytten kalanları kufeye götürdü. Kadının biri, başları açık ayakları yalın ehlibeytten olan kadınlara giysi verdi. Kufe halkı pişmandı ağlıyordu.Sırasıyla Hz.Alinin  kızı Zeynep hutbe okudu, Hz.Hüseynin kızı Fatıma hutbe okudu, Hz.Alinin kızı Ümmü Gülsüm ve Hz.Hüseynin oğlu Zeynel Abidininin hitabesinden sonra halk dövündü ve ağladı.

Hüseynin başı Yezidin adamı olan vali İbni Ziyad’ın önüne getirtildi.4.İmam Zeynel Abidin ve halası Zeynep valinin sözlerine karşılık veriyor ve ona yaptıklarının ne kadar zalimce olduğunu anlatıyordu. Vali onları öldürmek istedi fakat yardımcılarından biri,bir kadının sözünden ötürü onu öldürmek size yakışmaz efendim dedi ve Vali affetim öldürtmeyeceğim dedi.Onları kufe’nin büyük cami yanında bir eve yerleştirdi.Vali tekrar emir vererek Hüseyn’nin başını şehir şehir dolaştırdı.
Vali minbere çıktı ve Allah’ın kendisine yardım ettiğini ve iyi ki Hüseyni öldürttüğe şükrediyordu. Cemaatten birisi, 2 gözüde kör olan Abdullah yüksek sesle konuşmaya başladı.
Sen kendini Müslüman mı sanıyorsun birde utanmadan minbere çıkıp böbürleniyorsun dedi. Vali adamlarına işaret ederek onu yakalamasını emretti. Adamlar Abdullah’ın etrafını sardı. Fakat ansızın Abdullah’ın Amcaoğulları ayağı kalktı ve çevresini saran görevlileri yarıp geçerek Abdullahı çekip çıkardılar. Vali bu duruma sinirlendi ve arkalarından adam yolladı. Bu arada Abdullah’ın taraftarları çoğalmıştı.Küçük çaplı savaş başladı.Ve Abdullah savaştıktan sonra yakalandı ve Valinin önüne getirildi.Abdullah küfürler etmeye başladı ve orada canın alarak şehit ettiler.
Vali ;emrin den çıkmadığı Yezid’e mektup yazdı ve Hüseyni öldürdük, ailesi de esirimizdir dedi.Hüseynin başı ve Ehlibeyti Şam’a götürüldü.Merkez caminin yanın da yaşlı bir adam yanlarına yaklaştı ve tövbe ederek Hüseyne biat etti.Bu durumu duyan Zalim Yezid yaşlı adamı öldürttü.
Yezidin önüne Hüseynin başı ve  ehlibeyti getirildi.Yezid Hz.Hüseynin dişlerine ve kafasına çubukla vuruyordu.Şamlı bir adam Hüseyn’nin kızı Fatımayı göstererek Cariye olarak istedi.Fakat onları Rum esirlerden zannetmişti, çok zaman geçmeden anladı ve çok pişman oldu hemen isteğinden vaz geçti ve yezid’e küfürler etmeye başladı ve öldürtüldü.
Sonra Yezid Ehlibeyti tavanı olmayan bir eve yerleştirdi. Rum padişahının elçisi  Yezid’in yanına geldi. Yezid, Hz.Hüseynin ölümünden sonra her gün içki ve eğlence geceleri düzenlemekteydi. Rum Padişahının elçisi  O mübarek başı gördü ve bu kimindir dedi, yezid gülerek Muhammedin torunu Hüseyn dir dedi.Elçi söze şöyle başlardı; ben Davun(a.s)’ın soyundan geliyorum arada nice babalar,dedeler var fakat bana hala saygı duyuluyorsa sen nasıl Peygamber torununu arada bir ana soyu varken onu katilce öldürtebiliryorsun yazıklar olsun dedi ve Hz.Hüseynin başına sarılıdı, ağlamaya başladı.Bu duruma çok sinirlenen Yezid onu da orada öldürttü.
Yezid Ehlibeytten kalan 2 erkeği yanına çağırdı. Alibin Hüseyn ve Zeynel Abidin.4.İmam Zeynel Abidin Allahın Taktiri İlahisi olsa gerek Soyun yürümesi için onu savaş esnasında hastalandırmıştı.Ve bu yüzden savaşa katılamamıştı. Yezid Alibin Hüseyn benden 3 şey iste yapayım dedi. Alibin Hüseyn hemen sıraladı;
1=Babam Hüseynin mübarek başını 1 kez daha göreyim,
2=Bizden gasp edilmiş mallarımızı geri verin,
3=Eğer beni öldürme niyetin varsa bu ehlibeytten kalanları medine’ye yanlarında bir asker ile gönder. Yezid söze karışdı;
1.isteğin asla gerçekleşmeyecektir. Fakat sana istediğinin 2 katı para verebilirim dedi. Ve son olarak istediğin şeyde odur ki Ehlibeyti Medine’ye götürecek bir tek kişi vardır ki oda sensin ve seni bağışladım dedi.200 dinar verdi, Zeynel Abidin bu parayı kabul etmedi ve fakir olan halka dağıttı.
Ve Ehlibeytten kalanlar geldikleri yer olan Medine’ye geri gönderildi kendi topraklarına geldiler. Ve 12 İmamdan olan Zeynel Abidin den sonraki imamlar sırasıyla burada dünyaya geldi.Hz.Hüseyin'in kanıyla hayat tazeleyen İslam Sancağı
yezitlerin düşmanlık ve zulümüne rağmen hep En
Doruktalarda Dalgalanacaktır...
‘’Allahu Teala bizi ehlibeyt yolundan ayrımasın’’(Amin)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder